Mehmet Büyükekşi’den gündem sarsacak açıklamalar: “Başkan olma gayem yok!”

Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile bir protokol imzaladık. Orada da birinci öğretimdeki 16 vilayette 320 okulda 3500 öğretmene idman yaptırabilmesi için eğitim vereceğiz. Maksadımız 100 bin çocuğa ulaşmak. Harika Lig kulüplerinin akademi kurmama hakkı yok. Sonuçta Lisanslarını biz veriyoruz. Muhteşem Lig’de oynamak istiyorsa akademi kurma istekli değil mecburi” dedi.

Futbolda yaşanan şiddet ve berbat tezahürat ile ilgili konuşan Büyükekşi, “Sezon başlamadan RTÜK’ü ziyaret ettik. Bilhassa spor programları maalesef tenkit yağmuru, hakemleri eleştirmek, yanlış gayeler gösterme konusunda düşünce yaratıyordu. Bununla ilgili görüşmemiz olumlu geçti. Alanlarda bakıyoruz bilhassa amatör maçlarda hakemlere yalnızca küfür değil, şiddet de var. Hakemlerimize çok makus tezahüratlar oluyor. Bırakın seyircileri idarecilerimiz birbiriyle hengame ediyor. Buna en üst seviye idarecilerimiz de karışıyor” halinde konuştu.

Euro 2028 ve 2032 için aday olduklarını söyleyen Büyükekşi, “Türkiye daha evvel 5 sefer Avrupa Şampiyonası’nı düzenlemek üzere aday olmuş. Hepsi de olumsuz sonuçlanmış. Bunun içinde siyasi sebepler var, lobi faaliyetleri var… Hem 2028 için hem de 2032 için aday olduk. 2028’de karşımızda Birleşik Krallık var. 2032’de ise karşımızda İtalya var. Temmuz’un 28’inde İtalya teklifte bulundu. Birlikte müracaat edelim, bahtımız yüzde 100’e çıksın dediler. Mutabakat sağladık ve UEFA’ya bildirdik. UEFA da bunu olumlu buldu. 28 Temmuz’da üç taraf birlikte açıklama yaptık. Şu anda İtalya Futbol Federasyonu ile birlikte çalışıyoruz.

2028 için de rastgele bir şey olmayacaksa biz feragat edeceğiz. “k. Bu turnuvayı birlikte yapmayı kazanırsak 9 yıllık müddet kalıyor. Başlangıçta 10 kent biz bildirdik, 10 kent de İtalya bildirdi. Toplanıp bu kentleri 5’er kente düşüreceğiz. Açılış maçı ve final maçının nerede olacağı şimdi belirli değil. Final için 80 binin üzerinde stat koşulu var. 2026’nın sonuna kadar bunu evvel kim sağlarsa o finali alacak. İki taraf da sağlarsa tahminen kura olabilir” açıklamasını yaptı.

Trendyol’un çok kıymetli bir sayı ödeyerek isim sponsoru olduğunun altını çizen Büyükekşi, “Trendyol, çok kıymetli bir sayı ödeyerek isim sponsoru oldu. Türkiye’deki aldığımız sayı Avrupa’da 3’üncü durumda. Yaklaşık 30 milyon Dolar aldık. Bu sayı Üstün Lig ve 1. Lig ekipleri için çok kıymetli. Bir kısmını da kulüplere dağıttık. Yalnızca yayın geliri değil yayın geliri dışında da ekosistem yaratmalıyız. 1 Ocak’tan itibaren Muhteşem Lig’in marşı olacak. Seremonide statta ve televizyonda çalacak. Üstün Lig isminin altında 4 yahut 6 ortası ana sponsor çalışması yapıyoruz. Amacımız 2024-25 döneminde 1,5 milyarlık ek gelir yaratmak. Muhteşem Lig’in logosunu da değiştirmek için uğraşıyoruz. Şampiyonlar Ligi ile ilgili çalışma yapan şahısla çalışıyoruz. Şampiyonlar Ligi formatını yapan firmayla mutabakat yaptık. Firma kulüplerle görüşüyor. Aldığı sonuçlara nazaran naklen yayın gelirini nasıl artırabiliriz bir grup çalışmalar yapacaklar” dedi.

1 Ocak’ta Yarı otamatik ofsayt sistemine geçeceklerini söz eden Büyükekşi, “Türk Telekom 4 yıllık sponsor oldu. Yarı otomatik ofsayt sistemine 1 Ocak’tan itibaren geçiyoruz. Bunun için VAR hakemlerine eğitim gerekiyor, Ekim ayında başlayacak. Kasım sonunda tüm hakemler yarı otomatik ofsayt sistemine hazır olacak. 3 dakika mı 5 dakika mı bekledi sorunu ortadan kalkacak” dedi.

Play-Off sistemi tezlerine da değinen Büyükekşi, “Bizim rastgele bir önyargımız yok. Türkiye’nin yayın geliri 90 milyon Dolar’a düşecek. Naklen yayında çok aşağıdayız. Amacımız marka kıymetini yükseltmek. Bu play-off’la mı olur, çalışmalar da bununla ilgili aslında. Seyir zevki yüksek, hem televizyonlarda hem de statlarda seyirci sayısını artırmamız lazım. Buna tek başımıza karar vermeyeceğiz. Çalıştığımız firmadan bu mevzuda rapor gelirse oturup değerlendireceğiz.

Futbol dünyasının şu anda en büyük sorunu iktisat. Ben Gaziantepspor lideriyken ligi 7’inci bitirdik, elimize 12,5 milyon Euro para geçti. Şu anda bir kulüp ligi 7’inci bitirse eline geçecek para büyük ihtimal 3.5 milyon Euro olacak. Çok kısa müddette naklen yayın geliri döviz bazında bu kadar azaldı. Ekonomik olarak bu geliri artırabilmek birinci öncelik. Birlikte karar vereceğiz. Bu hususta ne söylesem yanlış olur. 500 milyon Dolar’dan buraya geldik. Play-off sistemi gelirse derbilerin sayısı artabilir. Yıl sonuna kadar bu kararların belirlenmesi lazım. Sonuç çıktıktan sonra naklen yayın görüşmesi olacak” formunda konuştu.

Süper Kupa’nın hangi tarihte oynanacağı ile ilgili açıklama yapan Büyükekşi, “Süper Kupa için de uğraşıyoruz. 30 Aralık üzere oynatmak istiyoruz. Görüştüğümüz iki ülke kaldı. Biri Suudi Arabistan biri Abu Dabi. Bu ikisinden biriyle anlaşacağız. Türkiye’de olmayacak. Netleşmediği için kesin bir şey diyemiyorum. Bir ekip ekonomik bahisleri konuşuyoruz. Fenerbahçe ve Galatasaray istiyor. Tüm gayem kulüplere katkı sağlamak. Konuştuğumuz husus da ne kadar onlara yarar sağlayabilirim… Şayet olursa onlara da buradakinden çok daha fevkinde bir şeyler olacak. Kararı 1 ay içinde muhakkak olur diye düşünüyorum” dedi.

Formalardaki yazı fontu ile ilgili çalışmaların sürdüğünü söyleyen Büyükekşi, “Forma fontunu konuşuyoruz. İsimleri sponsor gelirleri nedeniyle üst alamayız. Kimi kulüplerin formalarında iki tane reklam var. Kimi şeylerden yalnızca onlar daha fazla gelir elde etsin diye feragat ediyoruz. Fakat font konusunu biz de düşünüyoruz” diye konuştu.

Ertelenen müsabakalarda yeni transferlerin oynamaması ile ilgili konuşan Büyükekşi, “Statü değişikliği olmaz. O vakit haksız rekabet olur. Diyelim ki o tarihten sonra biri hiç transfer yapmadı, başkası transfer yaptı. O vakit transfer yapmayana haksızlık olur. İstanbulspor – Galatasaray maçı var. Maç Olimpiyat Stadı’nda oynanacak. Bu bizim tercihimiz değil. İstanbulspor, büyük ekiplerle olan maçlarını büyük alanlarda oynamak istiyor. Stadyumlarda iki grup anlaşarak yüzde 30’una kadar tribünleri rakip ekibe verebiliyor” dedi.

Stefan Kuntz’un ayrılığı ile ilgili kelamlarına devam eden Büyükekşi, “Ben istikrardan yanayım. Faroe Adaları’ndan sonra birçok medya kuruluşu istifasını istemişti Kuntz’un. Biz de istikrar çok kıymetli demiştik. Geldikten sonra 1 yıl 3 ay boyunca hocamızla devam ettik. Maçtan sonraki röportajımda da Kuntz gidecek mi diye soruldu. Ben de hayır, bu kayıptan yalnızca Kuntz değil idare olarak biz, teknik takım, futbolcularımız daima birlikte sorumluyuz demiştim. Gerisinden soyunma odasına gittim. Soyunma odasında da birlik beraberlik içinde olursak yenemeyeceğimiz kadro yok, önümüzde 3 maç kaldı. Kaybedilmiş bir şey yok dedim. Japonya maçından evvel TRT’de bir röportajım oldu. Japonya’nın dünyada 21’inci olduğunu, bu maçın dostluk maçı olduğunu, skorun değerli olmadığını söyledim. Kâfi ki hocamız oyuncuları görsün, Hırvatistan maçına hazırlık olsun. Ben birlik beraberlikten bahsediyorum, o basın toplantısında şikayet ediyor. Oyuncuların kendini vermediğini, sorunu, kendisine kimsenin sahip çıkmadığını söylüyor. Kaldı ki ben devamlı sahip çıktım.

Bu işi alanda kazanacak olan futbolcular, teknik takım dışarıda da biz idare olarak. Baktım ki futbolcularla teknik takım ortasındaki bağlar kopmuş. Bundan sonrası risk olacak. Hoca çıkıp futbolcuları suçlayınca bir kaygıya düştüm. Soyunma odasına gittim. Soyunma odasında hoca son derece hudutlu. Ben hala gidip bu maçın sonucunun hiçbir değeri yok, önümüze bakalım diyecekken, hocayı çok sonlu formda gördüm. Hiçbir şey konuşmadık, geçmiş olsun dedim ve çıktım. Sonrasında bir açıklamam oldu. Hoca kendi ayağına ateş etti dedim. Avrupa Şampiyonası’na çok değer veriyoruz. Yeni hocamıza da şunu söylüyorum, kümelere kalmak bizim maksadımız olmaması lazım. 2032 yılında Türkiye’nin Avrupa Şampiyonu olma maksadı koyması lazım. Oraya kadar her 4 yılda bir katılıp çeyrek final, final gayeleri koyması lazım” formunda konuştu.

“Yerli teknik yöneticilerin isimleri basına yansıdı. Neden yabancı teknik adam, neden Montella seçimi yaptınız?” sorusuna da karşılık veren, “Büyükekşi, “Bu bahiste daha ayrıntılı açıklamayı yarın 14.00’te hocamızla birlikte basının önünde yapacağız” diye konuştu.

“Hakan Çalhanoğlu kendisine de sorulduğunda söyledi, fikir birliği mi oldu?” sorusu ile ilgili Büyükekşi, “Hakan Çalhanoğlu kadromuzun kaptanı. O kaptan olduğu için. Rastgele futbolculara bir şey sorulmadı. Hamit Altıntop şöyle yaptı, bu türlü yaptı deniyor. Bu türlü bir şeyi kabul etmiyoruz. Bir kararı Hamit Altıntop tek başına almıyor. Bizde başkanlık sistemi var. Daima birlikte aldığımız bir karar var. Fakat aldığımız kararın değerli olan maksadı. Sorumluluk da idarenin. Tek başına bir kişi karar alamaz” dedi.

Arda Güler’in tekrar sakatlanmasına değinen Büyükekşi, “Bu sefer sakatlığı öteki ayağındaymış… Arda Güler ile geçen hafta görüşmüştüm hatta ulusal kadroya çağırırız demiştim. Lakin maalesef” biçiminde konuştu.

Son olarak “Güven verme konusunda ne basamaktasınız? sorusuna cevap veren Büyükekşi, “Kulüplerle görüşüyoruz. Çok şükür o hususta kendimizi uygun görüyoruz. Oturduğumuz koltuktan güç almıyoruz, oturduğumuz koltuğa güç veriyoruz. Hiç kimseye mavi boncuk vermeye gelmedik. Bir sonraki periyot yeniden seçilip federasyon lideri olma üzere maksadım ve niyetim yok. En güzelini yapmaya çalışıyorum. Birinci seçildiğimizde niyetimiz halistir demiştim. Biz güzel niyetle yola çıktık. İnanç konusunda da herkes güveniyor. Bu mevzuda rastgele bir kaygımız yok. Hakikat neyse onu yapacağız” diyerek kelamlarını tamamladı.